Bir yazımda aradığım iyiliği buldum ve iyilik yapmak için sizinle de paylaşıyorum :) . İyilik kaybolmamış oysa ki ta 14 asır öncesinden bir ağızdan inci taneleri misali dökülmüş ve bugünlere kadar ilk halinden hiçbir şey kaybetmeden gelmiş, suç benim, hata benim… Yanlış yerlerde doğruyu bulmaya çalıştım bulamayınca da ortalığı velveleye verdim afedersiniz.
İşte iyilik, işte sadaka hem de hep yanı başımızda:
Ebû Zerr (r.a.)’dan. Rasûlüllah (s.a.v.): “Sizden biriniz sabaha çıkan her bir eklemi için sadaka vermesi gerekir. Her tesbîh (Sübhânellâh demek) bir sadakadır. Her tahmîd (el- Hamdülillah demek) bir sadakadır. Her tehlil (Lâ ilâhe illallâh demek) bir sadakadır. Her tekbîr (Allahü Ekber demek) bir sadakadır. İyiliği emretmek bir sadakadır. Kötülükten alıkoymak bir sadakadır. Kuşluk vaktinde kılınan iki rekat namaz ise tüm bunları yerine getirir.”
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Ebû Zer (r.a.): “Hz. Peygamber (s.a.v.), bana: “İyilik olarak hiçbir şeyi küçük görme, hatta kardeşini güler yüzle karşılama olsa bile.” buyurdu” demiştir.
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre (r.a.), Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu, demiştir: “Âdem oğlundan her insan üç yüz altmış eklem üzerine yaratılmıştır. Her kim, bu üç yüz altmış sayısı kadar, ‘Allahü Ekber’ der veya ‘el- Hamdülillah’ der veya ‘Lâ ilâhe illallâh’ der veya ‘Sübhânellâh’ der veya ‘Esteğfirüllâh’ derse veya insanların yolundaki bir taşı yahut dikeni veyahut kemiği kaldırırsa veya bir iyiliği emreder yahut bir kötülükten alıkorsa, o günü kendisini cehennemden uzaklaştırılmış olarak geçirir.”
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan. Şöyle demiştir: “Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:”İnsanın üzerine güneşin doğduğu her günde her bir eklemi için vermesi gereken bir sadaka vardır. İki kişinin arasını düzeltivermen bir sadakadır. Bir kimseye yardım ederek bineğine bindirivermen veya eşyasını kaldırıvermen bir sadakadır. Güzel bir söz sadakadır. Namaza gitmek için attığın her adım bir sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeylerden kaldırıvermen bir sadakadır.”
Hadis, müttefekun aleyhtir.
Ebû Zer (r.a.): “Hz. Peygamber (s.a.v.): “İyisiyle kötüsüyle ümmetimin amelleri bana gösterildi. İyi amellerinin içerisinde, yol üzerindeki rahatsızlık veren şeyleri kaldırmayı gördüm. Kötü amellerin içerisinde de, mesciddeki toprakla örtülmemiş tükürüğü gördüm.” buyurmuştur.
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan Rasûlüllah (s.a.v.): “Bir kimse yolda yürürken çok susadı. Derken bir kuyu buldu ve içerisine inip su içti, sonra dışarı çıktı. Bir de baksa ki dilini sarkıtmış soluyan, susuzluktan toprağın nemini yalayan bir köpekle karşılaştı:”Bana ulaşan şiddetli susuzluğun bir benzeri buna da ulaşmış” dedi. Hemen kuyuya inip ayakkabısını su ile doldurdu ve ağzıyla tutarak yukarı çıktı, köpeğe su verdi. Bu yüzden Allah onu övdü ve bağışladı.” buyurdu. Oradakiler: “Ey Allah’ın Rasûlü, hayvanlara yaptığımız iyilikten bize bir sevap var mıdır?”dediler. “Her ciğer taşıyan canlı için (yapılan iyilikte) sevap vardır.” buyurdu.
Hadis, müttefekun aleyhtir.
Buhârî’nin diğer bir rivayetinde ise “Bu yüzden Allah onu övdü, bağışladı, cennete koydu.” şeklinde ayrıntı vardır.
Buhârî ve Müslim’in bir diğer rivayeti ise şöyledir: “Bir köpek kuyu başında susuzluktan ölecek hale gelmiş kıvranırken, İsrailoğulları’nın kötü kadınlarından(fahişelerinden) kötü bir kadın (fahişe bir kadın) köpeği gördü ve ayakkabısını çıkarıp ayakkabı ile köpeği suladı bu yüzden o kadın bağışlandı.”
Cabir (r.a.)’dan Rasûlüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ”Bir Müslüman ağaç diker de bundan yenilirse, bu yenilen o kimse için kesinlikle bir sadaka olur. Ondan çalınan da kesinlikle o kimse için bir sadaka olur. Birisinin ondan eksilttiği her şey o kimse için kesinlikle bir sadaka olur.”
Hadisi Müslim rivayet etmiştir. Buhârî ve Müslim, aynı hadisi Enes (r.a.)’dan da rivayet etmiştir.
Diğer bir rivayette ise “Bir Müslüman ağaç diker de bundan, insan, hayvan veya kuş yerse, bu yenilen, o kimse için kesinlikle bir sadaka olur.” şeklinde bir ayrıntı vardır.
Diğer bir rivayette ise ”Bir Müslüman ağaç diker veya bir şey eker de bundan, insan, hayvan veya herhangi bir şey yerse, bu yenilen, o kimse için kıyamet günü kesinlikle bir sadaka olur.” şeklinde ayrıntı vardır.
Ebû Mûsa (r.a.)’dan. Hz. Peygamber(s.a.v.): “Her müslümanın vermesi gereken bir sadaka vardır.” buyurdu. Kendisine: “Bir kimse buna imkan bulamaz ise ne buyurursunuz?” dediler: “Eliyle çalışır, hem kendi nefsine fayda verir hem sadaka dağıtır.” buyurdu. “Eğer buna da gücü yetmez ise ne buyurursunuz?” dediler: “İhtiyaç sahibi, yardım isteyen mazluma yardım eder.” buyurdu. “Eğer buna da gücü yetmez ise ne buyurursunuz?” dediler: “İyi şeyler(marufu) veya hayrı emreder.” buyurdu. “Eğer buna da gücü yetmez ise ne buyurursunuz?” dediler: “Kötülüklerden (şerden) geri durur, çünkü bu da bir sadakadır.” buyurdu.
Hadis, müttefekun aleyhtir.
Adiy b. Hâtim (r.a.)’dan. Şöyle demiştir: ”Rasûlüllah (s.a.v.): “Yarım hurmayla olsa bile (sadaka vererek) cehennemden korunun.” buyurdu.”
Hadis, müttefekun aleyhtir.
Buhârî ve Müslim’in bir diğer rivayeti ise şöyledir: “Allah, sizin her biriniz ile arada tercüman olmadan kesinlikle konuşacaktır. Bu anda o kimse sağına bakacak önceden gönderdiğinden başka bir şey göremeyecek, soluna bakacak önceden gönderdiğinden başka bir şey göremeyecek. Önüne bakacak karşısında cehennemden başka bir şey göremeyecektir. Dolayısıyla yarım hurma ile olsa bile (sadaka vererek) cehennemden korunun. Bunu da bulamayan, güzel bir sözle korunsun”.
Enes (r.a.)’dan. Şöyle demiştir: ”Rasûlüllah (s.a.v.): “Şüphesiz ki Allah, bir kulun yemek yiyip de bu yediği şey üzerine Kendisine hamdetmesinden; yine bir şey içip de bu içtiği şey üzerine Kendisine hamdetmesinden razı olur.” buyurmuştur.
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Cabir (r.a.)’dan. Rasûlüllah (s.a.v.): “Her türlü iyilik (maruf) bir sadakadır.” buyurmuştur.
Hadisi Buhâri rivayet etmiştir. Müslim de Huzeyfe(r.a.)’ın rivayetini getirmiştir.
(İyilikten (maruftan) maksat, dinin ve aklın iyi görüp tanıdığı, yadırgamadığı her türlü davranışlardır.)
Ebû Hureyre (r.a.)’dan. Hz. Peygamber (s.a.v.): “Yol ortasında insanlara eziyet veren bir ağacı kestiğinden dolayı cennette gezip dolaşan bir kimse gördüm.” buyurmuştur.
Hadisi Müslim rivayet etmiştir.
Diğer bir rivayet ise şöyledir: “Bir kimse, yol ortasında bir ağaç dalına rastladı ve: “Vallahi, Müslümanlara eziyet vermemesi için bunu alıp kenara çekeceğim.” dedi. Bu yüzden o kimse cennete konuldu.”
Buhârî ve Müslim’in bir diğer rivayeti ise şöyledir: “Bir kimse yolda yürürken yol üzerinde bir diken dalı buldu ve bunu alıp yoldan dışarı çekti. Bu yüzen Allah onu övdü ve bağışladı.”
Bu hadis-i şerifleri Riyâzü’s-Sâlihîn kitabının “Hayır yollarının çok olduğu” başlıklı bölümünden alıntıladım.