Etiketler
Seçimlere az kaldı ve eminim gündemin yoğunluğundan dolayı her 3 kişiden 4’ünün seçimlerle ilgili tek bir cümle duymadan tamamladığı gün sayısı sıfırdır. Buralarda normal zamanlarda da iki gündem var: Trabzonspor ve siyaset. Bu aralar halkla iç içe olmadığım için tartışmalardan uzağım. Gerçi buranın insanının normal konular hakkında konuşurken bile bağırıp çağırdığını düşünürsek son zamanların gerilimiyle epey bir desibel aşımı yaşandığı kesin.
Benim aklıma takılan ülke gündemi değil. Muhtarlık seçimlerini düşünüyorum. Geçen seçimlerde oy pusulasında ismini ilk defa gördüğüm adaylardan birine bastım mühürü. Gerçi bütün adayların ismini ilk defa görüyordum ya neyse. Acaba benim oy verdiğim mi seçildi? Ne zaman o kadar sene geçti anlayamadım oysa oy verdiğim günü dün gibi hatırlıyorum (isimler dışında).
Mahallemiz muhtar adaylarının afişleri arzıendam edeli çok oldu. (Evet, yeni bir yazım kuralımız oldu sayın okur. Bundan kelli arapça tamlamalar birleşik yazılacakmış.) Afişlerin sadece bir tanesi güzeldi gerisi fotoşop terk! Adamların fotoğraflarını çekerken suratlarına deklanşör değil de silah doğrultmuşlar herhalde. Bir de üstüne kırışık giderme, pürüzsüzleştirme amaçlı olduğunu düşündüğüm öyle bir şop uygulamışlar ki görünce bir tuhaf oluyorum hele hele mavi fon faciasına değinmeyeceğim bile. Ödev kapağı yapa yapa bir kıvama gelen ilkokul bebelerine verseler daha orjinal şeyler çıkardı eminim.
Haklarında en ufak fikrim olmayan bu adaylara afişlerine göre mi oy versem diye düşünüyorum. Bir de geçenlerde akşam akşam kapımız çalındı tabi ki ben ve kardeşlerim üzerimize alınmadığımız için kapıyı açmaya yeltenmedik bile, ardından karşı komşunun kapısının da çalındığını duyunca bu saatte kapıları tek tek dolaşana kapı açılmaz mantığıyla iyice boş verdik, sonradan muhtar adayına destek istemek için geldiklerini öğrendim. Pek güldüm. “Varsa bizim muhtar adayımıza destek alacaktık sizden.” “Valla, taze bitti. :/” O ne öyle bir fincan şeker ister gibi destek istemek… Hiç mi projeniz yok sizin. Kapıdan uğrayıp gitmek hiç olmadı ayıp yani. Hangi adaya destek istediklerini kardeşim duyamamış. Evet, kapıyı açmayıp gözcüden dikiz yaptı. :p
Bu yazıyı yazarken kapı çaldı ve aynı olaylar yeniden yaşandı. Değişik bir tevafuk oldu. Hangi adaya oy istiyor bunlar iyice meraklandım. O adaya oy vermeyeceğim. :) Böyle üzümün sapı armudun çöpü derken umarım seçim zamanı oy verecek birini bulabilirim. Bana verilen bu demokratik hakkımı kullanmazsam çok ayıp olurmuş gibi bir şeyler hissediyorum.
Bu kadar muhtar muhabbeti çevirdim, buralarda muhtarı tanımam etmem diyorum ama geçen Ramazan muhtarın pidesini yedik. Nasıl mı? Kardeşim pide almak için fırına gittiğinde pideler henüz çıkmamıştı, fırıncı da beklemesin diye ayırtılmış pidelerin birini kardeşime verdi. Doğru bildiniz, o pide muhtara ayrılan pideydi ama biz yedik. Böylece muhtarın pidesini yemiş olduk fakat işin en acı yanı ne biliyor musun? Pidenin üstünde “muhtar” yazılmıştı, yani isim yazmadığı için muhtarın adını yine öğrenemedim. :/
Eski muhtarın sloganı: “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir” gibi bir şey. Ne zamandır düşünüyorum; muhtarlar ne yapar?