(Resmi büyütmek için, resmin üzerine tıklamanız yeterli)
Hayat, işte, iki arada bir derede yaşanıyor, tükeniyor, geçiyor ve bitiyor. Gündemimize en çok da ikilemler damgasını vuruyor. Mesela; yarınki sınava çalışıyor olmakla olamamak arasında gidip gelmek, ders çalışmayı istiyor olmakla olamamak arasında seçim yapamamak.
Ufukta sınav gemisinin direği göründüğü zaman ona dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlayacakmış gözüyle bakamayız. Hatta devekuşu misali kafamızı gömecek kum ararız, sanarız ki görmeyince yok olacak. Titanik misali, bir yanımız gömülürken soğuk sulara diğer yanımızda pür neşe eğlence. Yavaş yavaş soğukluğunu hissedince suyun, ezberimizdeki tüm dualar gayri ihtiyari dilimizde yuvarlanmaya başlar. Kelimelerin 3 boyutlu olduğunu ve dilimizi iyiden iyiye yorduğunu o an anlarız ama heyhat! gemi düdüğünü çalmaya başlamıştır.
Hayatta her işlerini günü gününe yapıp, yarına iş bırakmayanlar hatta bugünden yarının işini yarılayanlar ellerinde mendillerle sevinç dalgası içinde karşılarlar gemiyi. İçlerinde tatlı bir tedirginlik hasıl olsa da sevinçlerine gölge düşürecek raddeye ulaşmaz hiç. İşte onlar seçimlerini yapanlardır. Olmakla olamamak arasından birini seçip tüm mal varlığını ona yatıranlardandırlar. Bu ikilem savaşında yanlısı oldukları tarafın kazandığı savaşın ganimetini taşır o gemi limanlara.
Çok net hatırlıyorum yıllar önce dersane merdivenlerini uyuşuk ruh haliyle inerken arkadaşıma dönüp; “Ben her an amacı uğruna çalışanlardan olmak isterdim, öyle ki sabahlara kadar çalışıp masa başında uyanmak ne kadar mutluluk verici bir duygu olsa gerek. Her an her saniye bir amaç için koşuşturmak ne kadar asil! Ama görüyorsun ben de masa başında uyuyakalıyorum ama daha kitap kapağı açmadan. Sanırım yanlış dua ettim ve makbul zamana denk düştü.” Arkadaşım gülüyor, yüzüne bakıyorum alnında kazağının izi. Ben tencereyim o kapak :)
Zihnimde ilkokulda öğrendiğimiz bir şarkı dönmeye başlıyor. ” Çoook çaalışkaaann olmaaalıııyıııızzz. Buuu üüüllkeeee iiiçiiiiiiin buuuuu vaaaaataaaaaaan iiiiçiiin çooooooooooook çalııışkaaaaan olmaaaalıııyııııııııız.”
Utanmalı mıyım? Sanırım evet. Utanıyorum. Ama tembellik benim kadar hanım hanımcık değil :p hemen yayılıyor zihnimin orta yerine. Atıyor bacak bacak üstüne ohh! kahve de ister misin paşam diyecek duruma geliyorum. Diyemiyorum kanepe bana ipek döşek, zihnimi dinlendiriyim bari derken kopuyor film. Masa gibi sert zemin, kol gibi sert yastıklardan sonra kendime gelmem zor kanepede. Yandan kalorifer sıcak üfürüyor, beynim bildiğin pelte…
Sınav zamanları insanın hayal gücünün tavan yaptığı zamanlardır. Hiç olmayacak şeyler o kadar makul görünür ki insanın gözüne. Birbiriyle alakası olmayan olayları zihnimde birbirine dikmekle meşgulüm. Birbirine eklendikçe büyüyorlar aynı oranda saçmalık katsayısı doğru orantılı bir biçimde artıyor. Haberim yok zihnime çorap örüyorum. Tilkilerin kuyruğu birbirine değmiyor fır dönüyorlar daha dikkatli bakınca görüyorum ki kuyrukları yok hayvancıkların. Zaten tilki değilmişler. Benim zihnimde tilki ne arar? Olsa olsa amaaaaaan neyse ne diyor birileri gel bak burada ne var? Gidiyorum, hay gitmez olaydım. Şimdi de televizyon esiriyim, kapanmaz ki bu şimdi kolay kolay. Neyse diyorum içimden Allah’tan uydu yok bizde. Bir arkadaşımın isyanını hatırlıyorum. Babasına kızmıştı da “Eve gidip televizyonu açacağım 100 kanal her birinde 1 dakika dursam bana yeter.” diye plan yapmıştı. Ebeveynler bazen ders çalıştırmakla çalıştıramamak arasındaki denge oyununu kaybediyorlar.
Yazıma Murphy Kanunlarıyla son vermek istiyorum.
– Bir sınavın kolaylığı veya zorluğu, sizin hazırlıklı olup olmamanızla ters orantılıdır.
– Sınava girmeden önce notlarına bakarsan en önemli yerlerin en okunaksız yerler olduğunu görürsün.
– Siz sınavlara istediğiniz kadar çalışın, sonunda her zaman çalışmadığınız bir yerden çıkacaktır!
– Ne zaman sınavlara çalışacak olsanız uykunuz gelir, sınavdan sonra uykunuz açılır.
– Sınav sırasında öğretmeniniz sadece aptalca bir şey yazdığınız sırada başınıza gelip yazdıklarınızı okur.
– Bütün bir dönem kusursuz çalışan hesap makinasının, matematik sınavında pili biter. (Açıklama: Her ihtimale karşın, beraberinizde pil taşırsanız, o da bayat çıkar)
– Okulun en zor dersinin sınavında, sınıfın en çekici (kızı/erkeği) yanınızda oturmakla dikkatinizi dağıtır.
– En çok çalıştığın dersin sınavı çalışan için de çalışmayan için de kolay olur, çalışmadığın dersin sınavı kazık.