• Bağ bahçe; çiçek böcek
  • El emeği göz Nuri :p
  • عثمانليجه
  • dolap
  • Hakkımda
  • Bizden Evvel Söylenenler
  • Ziyaretçi Defteri
  • Bir Hadis

~ TelliDetay ~

~ بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

~  TelliDetay ~

Monthly Archives: Aralık 2011

Yediğimizi Sandıklarımız ve Aslında Yediklerimiz (Margarin)

21 Çarşamba Ara 2011

Posted by faesko in Araştırma

≈ 8 Yorum

Etiketler

hazır gıdalar, katkı maddeleri, kolesterol, margarin helal mi, margarin neden zararlı, margarin sağlığa zararlı mı, trans yağ

Yazıma başlamadan önce kaynak gösterme işinin nasıl yapıldığını 1 dönem bilimsel araştırma yöntemleri dersi almama rağmen unuttuğum için oldukça mahcubum. Dersin kitabına para vermeyip sınava çalışmak için ödünç aldığımdan şu an elimde yok bu sebeple bildiğim usül kaynak göstereceğim. Yazımın akademik havası sönecek ama olsun en azından kaynak gösterme işini yine de yerine getirmiş olacağım. :) Tarih beni affetmeyecek. :p Yazının en altında olan kaynakları en son okumak en kolayı sanırım  in çık yapmak zor olur tahmin edebiliyorum. Eğer iyi halime gelirse eski ders notlarımı araştırıp kaynak gösterme işini bulmaya çalışacağım ya da tekrardan dayımın kapısını çalacağım.

İlk ürünümüz margarin:

Margarin için konuşmadan önce kısaca tarihine bakalım.

Fransa kralı 3. Napolyon 1867’de tereyağına benzeyen bir yağın üretilebilmesi için bir yarışma başlatır. Bu yarışmayı 1869’da Mége Mouries don yağı ile sütü karıştırarak kazanır. Bu karışımın karıştırılıp, soğutulması sonucunda iri kristaller oluşmuştur. Bu kristalleri inciye benzeten kaşif, Latince inci (Margarita)’dan esinlenerek ürüne margarin ismini vermiştir. (1)
 

Evet gördüğümüz gibi kendileri son dönem icatlarından ve bu nedenle çok şükür alternatifleri var. Tereyağı, iç yağ, kuyruk yağı… Tabi bu damak meselesi ama sağlığımıza hiçbir yararı olmayan aksine zararı olan ve de şüpheli ne idigü belirsiz bir şeyi yemektense yavaş yavaş damak tadını değiştirmeyi tercih ederim. Doğal olan varken yapay olanı tercihin akıllıca bir yatırım olduğunu düşünmüyorum.

Neden margarin?

Çünkü, margarinin kullanım alanı oldukça geniş. Sadece mutfaklarımızda değil birçok hazır gıdada da kullanılıyor, eğer margarinin zararlarını iyice farkedersek kendisini önce evimizden uzaklaştırırır, sonra başka evlere girmesini önlemeye çalışırız ardından da hazır gıdalara karşı daha kolay tavır koyabiliriz inşaallah.

Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Başkanı Metin Yurdagül, Türkiye’de yıllık 530 bin ton margarin tüketildiğini, bunun yalnızca 150 bin tonunun evlerde kullanıldığını söyledi. Geri kalan kısmının ev dışı tüketim olduğunu belirten Yurdagül, “İnsanların gelir düzeyi arttıkça, çalışan sayısı arttıkça dışarıda yemek yeme alışkanlığı da yaygınlaşmaya başlıyor. Dışarıdan da simit dışında alınan her şeyde margarin var. Bu da margarin tüketimini artırıyor” dedi. (2)
 

Eğer sorarsanız pastacılar bütün mamüllerinde pastacılık için özel margarin kullandıklarını size söyleyeceklerdir.

Diğer kullanım alanları:

Fast food restoranlarında ve büfelerde kullanılan kısmi hidrojenize kızartma yağları, trans yağların bulunduğu önemli bir kaynağı oluşturuyor. Bu yağlar, tekrar tekrar kullanılabildikleri ve daha ucuz oldukları için tercih ediliyor. Bir diğer önemli trans yağ asidi kaynağı ise; bisküvi, çikolata, kek, gofret, mayonez ve cips gibi ticari ürünler… Ürünlerin içindeki yağ oda sıcaklığında erimemekte, ayrıca ürünün raf ömrü uzamaktadır. (3)

Herkes kullanıyor, reklamlarda övülüyor

Evet, ama bu margarini masum yapmaya yetmez di mi? Hele de para için beyan değiştiren biliminsanlarının patlama yaptığı bu devirde olayları bir kere değil birkaç kere düşünmeliyiz. Ayrıca yasalara göre bir şeyin yok olduğunu yazmak için belli oranın altında olması yeterli, yani trans yağ içermez etiketi bize o üründe  %0 trans yağ olduğunu göstermez, gösteremez.
Türkiye’de 6 tane margarin markası var. 2006 yılında 5 margarin firması trans yağdan arınmış üretim yapabilecek yatırımlarını tamamladı. Bu markalar pazarın yaklaşık yüzde 90’ını temsil ediyor. Trans yağın sıfırlanması mümkün değil. 2007’de çıkan etiketleme tebliğine göre yüzde 1’in altındaysa biz ‘Trans yağ yoktur’ diye etiket kullandırabiliyoruz. (4)

Ve ayrıca kullanılan katkı maddeleri:

  • Koruyucu maddeler ve Miktarları: Benzoik asit ve sodyum ve potasyum tuzları (E210*, E211*, E212*, E213*), sorbik asit ve sodyum, kalsiyum tuzları (E200, E201, E202, E203). Herbiri veya karışım halinde toplam olarak 1 kg margarinde en çok 1000mg
  • Antioksidan Maddeler ve Miktarları: Oktil ve dodesil galatlar, butil hidroksianizol (BHA), butil hidroksitoluen (BHT) (E320*, E321*) herbiri veya karışım halinde toplam olarak 1 kg margarinde en çok 100 mg
  • Doğal ve sentetik takoferoller (E306*, E307*, E308*, E309*) sınırsız miktarda
  • Asitleşticiler ve miktarları: Sitrik asit (E330), laktik asit (E270*) ve bunların potasyum ve sodyum tuzları sınırsız miktarda
  • Emülsifiyan maddeler ve miktarları: Yağ asitlerinin mono ve digliseridleri (E471*, E472*), lesitin (E322*) ve lositin bileşikleri sınırsız miktarda. (5)

İkna olmadınız mı? Peki, devam edelim

Medical Park Göztepe Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, tabiatta normalde bulunmayan trans yağ içeriği yüksek bu ürünlerin doğal olmaktan uzak olduğunu söyledi. Margarinlerin oda sıcaklığında erimeden ve bozulmadan uzun süre kalabileceğini belirten Keservuran, ‘Kimyasal içerikleri oldukça yüksek olduğu ve doğal olmadıkları için karınca dahi yanına yaklaşmamaktadır; çünkü margarini bir besin ve gıda olarak görmemektedirler. Böcekler dahi kimyasallardan uzak dururken, insanlarımızın mutfaklarında hâlâ margarin bulundurmaları düşündürücüdür!‘ diye konuştu.

Keservuran, tüketicileri uyararak, ‘Türkiye’de içinde hidrojenize yağ bulunan gıdaların paketinde bu ‘hidrojene nebati yağ’ olarak ifade ediliyor; ancak buna bile çok az pakette rastlanıyor. Ülkemizde bu konu ile ilgili yasal düzenleme olmadığı için çoğunlukla etiket bilgilerinde bu ibareye yer verilmiyor. Etiket bilgileri okunurken bilinçli olunmalı; etiket bilgilerinde ‘hidrojene bitkisel yağ’ ibaresini gördüğünüzde o ürünün trans yağ asidi içerdiğinden emin olabilirsiniz.‘ dedi. Hidrojenlenmiş yağların doğal olmadığını, kimyasal işlem görmüş yağlar olduğunu ifade eden Gizem Keservuran, trans yağ asitlerinin sebep olduğu rahatsızlıklara dikkat çekti ve ve şu uyarılarda bulundu: ‘Vücuda alınan fazla enerjinin yağ olarak depolandığını biliyoruz; vücutta dolaşan yüksek miktarda kötü huylu kolesterol karaciğerle başladığı harabiyeti tüm organlarımıza yaymakta ve zincirin halkaları dağılmaktadır. (6)

Ben bu durumu şirinlere benzetiyorum. Gargamel şirinleri yakalamak isterdi çünkü onları altına dönüştürebileceğine inanıyordu ve bu uğurda her türlü kötülüğü yapıyordu. İşte teşbihte hata olmaz derler burada biz şirinler oluyoruz ve sistem de Gargamel. Onların paradan başka düşündükleri yok maalesef.

Üzerinde tamamen bitkisel bir yağ olduğu ve 0mg kolesterol içerdiği yazsa da, margarinler kalp damar sağlığını tehdit ederler. Herhangi bir sıvı bitkisel yağ “hidrojenizasyon” işlemine tabi tutulur ve vücud ısısında erimeye hazır hale getirilir. Bu arada içerdiği doymuş yağ oranı tereyağı ile karşılaştırıldığında daha yüksek ve daha zararlı orana yükselir. (7)

“Margarin, bitkisel yağların katılaştırılması sonucu elde edilen katı yağ olarak bilinir. Bu eksik bir tanımlamadır. Margarinin esas tarifi şudur: Hidrojenizasyonla katılaştırılmış sıvı yağın, yenebilen her türlü katı yağla karıştırılıp su veya yağı alınmış süt katılması sonucu elde edilen ve içerisinde vitamin A, vitamin D, şeker, tuz ve diğer katkı maddelerini de bulunduran bir emülsiyondur.
  Bu tarife göre margarinin içinde her nevi yağ bulunabilmektedir. Şu halde içindeki yağın kaynağı belirtilmemiş margarin içeren bütün gıda maddelerinden kaçınmak gerekir. Piyasada margarin cinsinden olup sadece bitkisel yağ ihtiva eden yağlar da vardır. Bu margarinler üzerinde %100 nebati (bitkisel) yağ damgası aranmalı ve diğer sakıncalı katkı maddelerinin bulunmadığından da emin olunmalıdır.” (8)

Sağlığa zararları

Bu kadar  yazıdan sonra gelelim margarinin zararlarına. Bu konuda yapılan çalışmaların sonuçlarını paylaşacağım yoksa ben kendim margarinin zararlarını bilebilecek durumda değilim.

Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çetin ve arkadaşlarının yaptığı araştırma sonucunda, kahvaltı ve yemeklerde kullanılan margarinlerde istenmeyen bazı maddelerin olduğu ortaya çıktı. 6 farklı margarin yağını inceleyen Çetin ve ekibi, inceleme sonucunda bazı firmalara ait margarin yağlarında istenmeyen kalıntılara rastladı. Margarinlerde bulunmaması gereken bu maddelerin, firmaların margarin yağı yapımı esnasında kullandığı araçlardan kaynaklandığı ifade edildi.

Margarin yapımındaki cihazların önemine dikkat çeken Çetin, ‘Margarin üretiminde kullanılan doğal yağların yapılarında, üretim sırasındaki bazı işlemlerden dolayı değişiklikler meydana geliyor. Örneğin, yağ asitlerinde trans durumda dönüşümler yaşanmakta, yağ asitlerindeki çift bağların yer değiştirmeleri doğal dengenin bozulmasına sebep olmaktadır. Bu, margarin imalatında kullanılan cihaz ile makinelerin bazı özelliklerinden ve sıcaklık değerlerinden kaynaklanmaktadır’ ifadelerini kullandı.

Yapılan araştırma, Avrupa’nın ünlü bilim ve teknoloji dergisine de konu oldu. Dergide yer alan makalede, margarin yapımında kullanılan yağların doğal oranı ile margarin haline gelen yağın oranı karşılaştırıldı. Şema şeklinde verilen tabloda yağların doğal halinden uzak oranları verildi. (9)

Bir başka çalışma

Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde doktora yapan Ayhan Yıldırım, konuyla ilgili daha önce çeşitli seminerler düzenlediklerini belirterek, kimya laboratuvarlarında yağ analizi yapmak amacıyla gaz kromotografi cihazıyla araştırma yaptıklarını belirtti. Türkiye’de 6 firmaya ait margarin yağını incelediklerini ifade eden Yıldırım, ‘Yaptığımız araştırma neticesinde 6 adet numunelik yağdan 2’sinin Avrupa standartlarına uygun olduğunu tespit ettik. Diğer 4 margarin yağında ise uygun olmayan maddelere rastladık’ şeklinde konuştu.

Margarin yağlarında doğal sapmaların olmasının insan sağlığı açısından olumsuzluklar doğurduğunun altını çizen Yıldırım, ‘Margarin yağlarında istenmeyen maddeler konulu bir tez çalışmamız oldu. Etkilerini araştırdık. İstenmeyen bu maddelerin insan sağlığı açısından bazı olumsuzluklara yol açtığını söylemek mümkün. Margarin yağı tüketildiği zaman vücutta hemen etkisini göstermez. 3 ya da 4 yıl sonra çeşitli hastalıklar baş gösterebilir. Ancak oluşan hastalığı sadece yağa bağlamak gerekmez. Bunun tüketilen bazı gıdalardan da kaynaklandığını söylemek yerinde olur’ dedi. (10)

Burada önemli bir nokta var 6 yağın sadece 2’si standartlara uygunluk testini geçti. Bu durumun vehametini gösterir, zira hangi ikisi geçti bilmiyoruz hadi öğrendik diyelim o ikisinin tüm hazır gıdalarda kullanıldığından nasıl emin olabiliriz. Ve de yukarıda öğrendiklerimiz doğrultusunda standartlara uygunluğun sağlıklı olmak anlamına gelmediğini artık biliyoruz.

Öte yandan Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırma ise, tereyağı ile karşılaştırıldığında margarinin kadınlarda kalp hastalığına yakalanma ihtimalini yüzde 50 oranında artırdığını ortaya çıkardı. Margarinde doymuş katı yağ oranının fazlalığının yanında, trans yağ asidi miktarının da hayli fazla olduğu belirtildi. Varlığı yeni fark edilen bu yağ asitlerinin de damar sağlığını riske soktuğu bildirildi. (11)

Margarinin ne tür yağdan yapıldığını da bilmiyoruz her tür yağ kullanılabiliyor bu konuyla ilgili Yard. Doc. Dr. Hüseyin Kami Büyüközer’in anısını paylaşmak istiyorum.

İkinci hatıram 1975 yıllarında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında Sanayi Dairesi Reisliği yaptığım bir dönemle ilgili. O dönemde sıvı yağ sıkıntısı sebebi ile margarin üretiminde de sıkıntı vardı. Askeriyenin büyük bir yağ ihtiyacı oluştuğundan üreticileri toplantıya çağırmıştım. Toplantıda Fiskobirlik temsilcisi karadenizde 10 seneye yakın bir zamandan beri depolarda bekleyen bozulmuş ve acılaşmış fındık yağından söz etmişti. Margarin üretici temsilcileri, bu yağı derhal margarin haline  getirebileceklerini ifade ettiler. Bu acılaşmış ve bozulmuş yağ nasıl margarin olur? Sorumuza karşılık bir margarinci gülerek “Beyefendi bize adamı verin, kazana atalım öbür taraftan margarin çıkaralım” şeklinde tuhaf ve tiksinti verici bir cevap vermişti. (12)

Ve bu konuyla ilgili bir başka paylaşım:

Yüzyıllardır insanlar tarafından doğal olarak üretilen ve dedelerimizin vazgeçilmez besinlerinden olan tereyağının kullanımı son 50 yılda önemli derecede azaldı: bunun en önemli nedeni margarinlerin yaygınlaşması ve daha ucuz bir şekilde tüketiciye sunulması. Oysa tereyağı ile margarinin arasında fiyat farkı ile ölçülemeyecek farklar var:MARGARİNİN ZARARLARI Her ikisi de hemen hemen ayni kaloriye sahiptir.Margarinde yağ asitleri çok yüksektir.

Margarin Koroner kalp hastalığı riskini üçe katlar.

Toplam kolesterolü ve LDL yi yükseltir (kötü kolesterol)

HDL yi düşürür (iyi kolesterol)

Kanser riskini beş katına çıkarır.

Anne sütünün kalitesini düşürür.

Bağışıklık sistemini zayıflatır.

İnsülin tepkisini düşürür.

Tereyağı ile karşılaştırılınca margarin yemek kadınlarda kalp hastalığına yakalanma olasılığını %53 artırıyor.

TEREYAĞININ YARARLARI

Tereyağı yemek, yiyeceklerdeki diğer besin öğelerinin emilimini artırıyor.

En iyi A vitamini kaynağıdır.

Lesitinden zengindir.

Yüksek oranda antioksidan (kolesterol, A vit, E vit, selenyum) içerir.

İyi bir iyot kaynağıdır.

Konjuge linolenik asitten (CLA)zengin olduğu için, antienflamatuvar, antiallerjik ve antikansorejenik etkileri vardır.

Diş çürükleri ve osteoporoz riskini azaltır.

Maküler dejenerasyonu azaltır (lutein)

Yüksek kolesterolü azaltır (kolin)

Bellek ve öğrenme kapasitesini artırır (kolin)

Asetilkolini artırır

Çinko içeriği yüksektir

Magnezyum içeriği yüksektir

Omega-3’ten zengindir.

A, D, K vitaminleri, demir, selenyum, riboflavin, ve niasinden zengindir.

Televizyonda gördüğünüz kalbi koruyan, vitamin katkılı vs.li margarin reklamlarına kanmayın, dedeleriniz gibi tereyağını ve zeytinyağını sofranızdan eksik etmeyin. (13)

Kaynakça

  1. http://kimyager.ythtasarim.com/index.php?option=com_content&view=article&id=47:margarin&catid=34:makale&Itemid=58 aracılığıyla Taşkın TUĞLULAR – Dünya’da ve Türkiye’de Margarin Sanayi ve Gelişmeler Sunumu, Haziran 2007
  2. http://www.bugun.com.tr/haber-detay/169541-margarin-tuketimini-artiran-neden-haberi.aspx
  3. http://www.timeturk.com/tr/2009/04/14/margarini-bocekler-bile-yemiyor.html
  4. http://www.bugun.com.tr/haber-detay/169541-margarin-tuketimini-artiran-neden-haberi.aspx HABER: Zeynep CEYLAN/BUGÜN
  5. http://www.gidaraporu.com/margarinler_g.htm Yard.Doc.Dr. Hüseyin Kami Büyüközer
  6. http://www.timeturk.com/tr/2009/04/14/margarini-bocekler-bile-yemiyor.html
  7. http://www.genckal.com/margarin.html
  8. http://sarmasikeczanesi.blogspot.com/2009/12/margarinler-hidrojene-yaglar.html
  9. http://www.timeturk.com/tr/2009/02/03/margarinin-de-yan-etkileri-var.html
  10. http://www.timeturk.com/tr/2009/02/03/margarinin-de-yan-etkileri-var.html
  11. http://www.timeturk.com/tr/2009/02/03/margarinin-de-yan-etkileri-var.html
  12. http://www.gidaraporu.com/margarinler_g.htm Yard.Doc.Dr. Hüseyin Kami Büyüközer
  13. http://www.hekimce.com/index.php?kiid=3046

Son söz niyetine; uzun yazıların kaderi genelde okunmamak oluyor, lütfen! Eğer margarin kullanıyorsanız veya yakınınızda kullananlar varsa en azından yazıya göz gezdirmenin yeterli olacağını düşünüyorum. Hazır ürünler hakkında da sizi düşünmeye davet ediyorum. Bu yazıyı bana yazmayı nasip ettiği için de Yüce Rabbime hamd ediyorum.  Helal haram konusunu vicdanlarınıza bırakıyorum. Ve sizi yüreklendirmek adına yaklaşık 1 yıldır hiçbir hazır gıda ürününü tüketmediğimi belirtmek istiyorum çikolatasından bisküvisine, poğaçasından yaş pastasına, meyve suyundan aromalı maden suyuna kadar. Yani bunlarsız da yaşanıyor ispatı karşınızda ve türümün tek örneği değilim :) Bizler müslümanız (elhamdülillah) uyanık olmak zorundayız, ne yediğimizi araştırmak bizim görevimiz. Vee yakında aramıza yeni katılacak yazarımızın yemek tariflerinden katkısız ürünlerle de yemek yapılabileceğini göstereceğiz inşaallah. Bu müjdeyi bu vesileyle verdik hadi hayırlısı…

Reklamlar

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Kare karalamam

15 Perşembe Ara 2011

Posted by güvenilir süratliışık in Denemelerimiz

≈ 1 Yorum

Etiketler

etamin, kanaviçe, kare kalama, meydan okuma :p

Niyetim bu yazıda kare karalamanın nasıl yapıldığını anlatmak değil ki zaten bu işi yapmış olan çok güzel bir site var. Bu siteden hem karalamanın nasıl yapıldığını öğrenebilir hem de bir sürü bulmaca çözebilirsiniz.

Sevgili kare karalamam seninle ilk kez Akıl Oyunları dergisinde karşılaşmıştık, hatırlıyor musun? Bana etrafındaki sayılarla bir şeyler anlatmaya çalışıyordun fakat ben senin dilini bilemediğimden anlatmaya çalıştıklarını anlayamıyor derginin arkasındaki çözümlere bakarak güzel bir şeyler anlattığını tahmin ediyordum. Etrafımda senin dilini bilen birileri olmadığı için hiç bir zaman iletişime geçemeyeceğimizi düşünüyor üzülüyordum bir yandan da. Sonra bir gün Akıl Oyunları’nın bir sayısında senin söylemeye çalıştıklarını nasıl çözebileceğimin anlatıldığını gördüm, çok sevindim. Biraz üzerinde uğraştım, denedim ama yine de hala bir şeyler eksikti ve ben de sabırlı birisi değildim. Umutsuzluğa kapılma hakkımı saklı tutarak biraz ara verdim aramızdaki ilişkiye. Sonra bir gün annemin ” Bu  gazetelerin bulmaca eklerinde var, bizim kızlardan çözenler var.” sözlerinin üzerine senin anlaşılabilir bir dilinin olduğuna kanaat getirdim. Ardından da küçük karelerden başlayarak gizlediğin resimleri çözmeye başladım.

Artık o kadar samimi olmuştuk ki, ben senin sakladığın resimleri çözmeden rahat edemiyordum sense her seferinde yeni bir resimle karşıma çıkmadan duramıyordun. Bu samimiyetimiz birilerinin dikkatini çekti. Aslında çekmeyecek gibi de değildi zira ebeveynlerim iş buyurdukları zaman beni işleri yapmaktan uzak sana yakın buluyorlardı. Tabi ki hiç bir ebeveyn kendi buyurduğu işleri yapmak yerine elinde kalem oturmuş karalama yapan bir evladın bu haline methiyeler dizmez. Bu durum üzerine sevgili faesko evdeki tüm dergileri sakladı saklamasına da bizi durdurabileceğini mi zannetti? Pek yanıldı zira dergiler gidince biz de internette bu güzel sitede buluşur olduk, ardından facebook sayfasındaki bulmacalarla dostluğumuzu pekiştirdik.

Senin bana anlatmaya çalıştıklarını, yani benim çözdüğüm resimleri ekran alıntısıyla arşivlerdim, ne güzel bir arşivim olmuştu. Fakat  windowsun yanına pardus kurmaya çalışırken tüm verilerimi kaybettiğim gün arşivim de gitmişti. Geriye sadece tellidetayla benim gravatarımdaki resimlerle yukarıdaki çiçek kalmıştı. Olsun her işte bir hayır vardı.


Bir de seni okula götürmüştüm, can sıkıntısı ve sıkıntı patlaması yaşadığım derslerde bana arkadaş ol diye. Tabi bu arada dergilerimi bulduğum günü de hatırlatmak isterim, güzel bir buluşmaydı. Derslerde karaladım, karaladım, karaladım, hoca yakalamasın diye  amfide yamuk yumuk şekillere girdiğimi arkadaşlarımın meraklı bakışlarını üzerine çektiğin zamanlarda seni anlatmaya çalıştığımı da hatırlıyorsundur umarım.

Artık eskisi kadar hasbihal edemiyor olsak da senin bana öğrettiklerinle kariyerime etamin ve kanaviçede devam ediyorum. :) Sakın ne alakası var deme onlar da bir nevi kare karalama sen sayıların ardına gizleniyorsun onlarsa motiflerin ardına gizleniyor. Bense yine çözücüyüm,  yeri geliyor senin resimlerini çözüyorum yeri geliyor etamin, kanaviçe motiflerini çözüyorum, e bazen de yanlış attığım çarpıları çözüyorum.

İşte böyle güzel bir dostluğu başka güzel dostluklarla devam ettiriyorum sevgili kare karalamam. Annemin sana dalıp ev işlerinde kendisine yardımdan beri kaldığımdan dolayı bana ayar verdiği günlerden dolayı şimdilerde kendisine şöyle diyorum “Bak annecim, ne iyi etmişim de çözmüşüm kare karalamaları şimdi kendim etamin motifleri kanaviçe işleri çıkarıyorum, yani sen bana ev işlerini yapmıyorum diye kızıyordun ya senin o maharetli arkadaşlarının hangi kızları etamin işlemeli etek, kanaviçe işlemeli şal yapıp besmele-i şerif hattını etamine aktarabilir, hıh hiç zannetmiyorum anneleri bile yapamaz, bu işler ev işi yapmaya, pikelere etamin işlemeye benzemez. Hodri meydan diyorum arkadaşlarına, hohho”. (Atış serbest ne de olsa burayı okumuyorlar :D ama yine de iddialıyım ;) bu arada eminim annem içinden “Sanki çok lazımdı sana etamin, kanaviçe” diyordur.)

Son olarak sevgili kare karalamam evet belki seninle harcadığım vakitleri senden kıymetli olmasın daha kıymetli işlere ayırabilirdim ama illa bir şeylerle oyalanacaktıysam televizyonu değil de seni seçtiğim için çok mutluyum. Seninle tanışmak, konuşmak, seni çözmek, karalamak çok güzeldi. Kendine iyi bak. Ara sıra uğramayı unutma. :)

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Bir android programı

14 Çarşamba Ara 2011

Posted by güvenilir süratliışık in Bir diyeceğim var

≈ Yorum bırakın

Etiketler

android, namaz vakitleri programı

“Müslüman’ ım diyen kişi, şartı nedir bilse gerek. Tanrının buyruğun tutup beş vakit namaz kılsa gerek.” (Yunus Emre)

Takvimde bu özlü sözü görünce aklıma hemen andorid işlemci telefonlar için yapılmış olan bu namaz vakitleri programı geldi. Vaktin geçmesine kaç dakika kaldığını öğrenmek için eşe dosta mesaj atmak ya da çaldırıp kapatmak bir seçenek olsa da bu şekilde sınırsız kere vakitleri inceleme hakkı olduğu için daha güzel. ;)

Aşağıdaki linkten programa ulaşabilirsiniz.

https://market.android.com/details?id=com.simsekburak.android.namazvakitleri&hl=tr

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

1001 icat ve sırlar kütüphanesi

11 Pazar Ara 2011

Posted by güvenilir süratliışık in Video

≈ Yorum bırakın

Etiketler

1001 icat ve sırlar kütüphanesi, abbas ibni firnas, el cezeri, ez zehravi, ibnül heysem, meryem el usturlabi

El-Cezeri

Bir zamanlar TRT de iki bölümünü izlediğim ve bir bölümünde Mimar Sinan’ı diğer bölümünde El Cezeri’yi anlatan bir çizgi film vardı. İşte o çizgi filmden sonra adını unutsam da içten içe kendisine büyük bir hayranlık beslediğim kimselerin tanımadığı bir bilim kahramanım olmuştu. Gel zaman git zaman internette o siteden bu siteye savrulurken kendisini tevafuken bu sitede tekrar buldum. Çok sevindim.

Ez-Zehravi

Ez- Zehravi’yiyse Sızıntı dergisinin bir sayısında tanımış ve tıbba olan katkılarına rağmen neden çok fazla tanınmadığına hayret etmiştim.

İbnü’l-Heysem

Neden adı lisedeki optik derslerimizde geçmez hiç anlamıyorum. Buradan hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Abbas İbni Firnas

Açıkçası ilk uçanın Hezarfen Ahmed Çelebi olduğunu zannediyordum. Bir Endülüs bilimadamı olması Endülüs’ü merak eden birisi olarak çok ilgimi çekti. Buradan hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Meryem El Usturlabi

Hakkında pek fazla bilgi bulamadım. Fakat usturlabı araştırırken Bilim Teknik’ deki şu yazıyla karşılaştım. Merak ettim açıkçası madem Meryem El Usturlabi, usturlap konusunda bu kadar önemli  neden Bilim Teknik bunu yazısına koymadı?

Her ne kadar görmezden gelinse de, gerilere, uzaklara itilse de geçmişimiz üsttelerini hiçbir  tozun kapatamayacağı kadar önemli zatlarla dolu. Keşke düşünebilsek.

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi- Âmâk-ı Hayal

10 Cumartesi Ara 2011

Posted by güvenilir süratliışık in Kitap

≈ Yorum bırakın

Etiketler

amak-ı hayal, filibeli ahmed hilmi, şehbenderzade

Ben küfür ile imandan, ikrar ile inkardan, tasdik ile şüpheden meydana gelmiş bir şey olmuştum.

şeklinde kendini tanıtan Ahmet Raci, içinde bulunduğu fikri bunalımdan kurtulmak adına arkadaşlarıyla bir seyahate çıkar.

Çok güzel bir bahar günü, bir kır gezintisine çıkmayı, arkadaşlardan birkaçı ortaya attı. Uzun uzun konuştuktan sonra, vilayete bağlı ve güzelliğiyle ünlü …….kasabasına gitmeye ve orada üç gün eğlenmeye karar verdik.

Bu seyahatinde Aynalı babayla tanışır ve;

 Muhtemelen mecnun kıyafeti giyen ve hikmet ehli kabul edilen Aynalı Baba ile ciddi konular hakkında görüşmek istedim.

Kendisiyle görüşme isteğine Aynalı Baba’nın cevabı şu olur:

Şimdiye kadar kim bilir kaç hayvan yükü kitap okudun? Ne anladın? Hiç değil mi? İnsanların bilgisi nedir? Bencilliklerimiz ve zevklerimiz ihtiyaç olan sanatlara ait şeylerden ibarettir. Peki ama hak ve hakikate dair ne biliyorlar? Hiç! Aklı denklem ile hakkı itiraf etmek mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım? Harflerden meydana gelen dizi ile hikmetin esası bilinir mi?

Bu sözlerin ardından Aynalı Baba’nın pişirdiği kahveyi içerler sonrasında Aynalı Baba neyini üfler Ahmet Raci de hayalin derinliklerinde (âmâk-ı hayal) bir tasavvuf yolculuğuna çıkar.

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Dinle!

08 Perşembe Ara 2011

Posted by faesko in Bir diyeceğim var

≈ Yorum bırakın

Dinle, Karadeniz neler hikâyet eder,

ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.

Beni kıyımdan kopardıklarından beri feryâdımdan

erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Sağlıklı et yemeği

05 Pazartesi Ara 2011

Posted by faesko in Bir diyeceğim var

≈ Yorum bırakın

Etiketler

sağlıklı et yemeği, soya filizi

Bu cuma televizyonda hasbelkader rastladığım kanalda pek meşhur bir doktor eşliğinde sağlıklı et yemeği pişiriliyordu.

Yemeğe soya filizi konuldu ve soya filizine bayağı mersiyeler dizildi, ardından sarı ve  kırmızı  renklerde biberler eklendi bu çok sağlıklı et yemeğine. Ve ikide bir yemeğin ne kadar sağlıklı olduğundan dem vuruldu. Şimdi sorarım size GDO’suz soya kalmadı bunda hepimiz hem fikiriz, peki ne idigü belirsiz bu sebzenin neresi sağlıklı, başka programlarda organik yiyin v.s. diye caka satıyorken bu soyanın GDO’suz olamayacağı hakkında izleyiciler neden bilgilendirilmedi? Bunu geçtim bu kış günü sapsarı ya da kıpkırmızı dolmalık biberi nereden bulacağız, hadi bulduk diyelim kış mevsiminde biber nasıl yetiştirilir acaba, ona sağlıklı denilir mi?

Milletin başını yediniz, vır vır vır çeneleriniz de pek kuvvetli maşallah, çok da iyi masal okuyorsunuz baksanıza milleti iyi uyuttunuz. Çok sağlıklıymış, soya filiziymiş, renklerin her tonunu içeren bir et yemeği olmuşmuş. Aaa pişirme önerisi olarak söylenen fırın torbalarına değinmiyor fazla ayrıntıya girmiyorum.

İlla toplumsal mesaj vermek zorunda değilsiniz, ya da faydalı(!) bir şey yapmak zorunda da değilsiniz, doktordan bozma diyetisyenle böyle saçmalayacağınıza çağırın popçu felan çalın oynayın.Sağlıklı et yemeği felan gerçekten gerek yok, bizim atalarımız yıllardır kendi usullerinde yaptı yedi hiçbiri soya filizi ya da kış günü biber kullanmadı. Ne oldu?

Son söz; sağlıklı et yemekleri kovalasın sizi e mi…

Paylaşmak güzeldir:)

  • Tweet
  • Tumblr' da Paylaş
  • Daha fazla
  • Yazdır
  • FriendFeed
  • MySpace
  • E-posta
  • Formspring
  • Bookmark & Share

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Dikkat!

Eğer blogda reklam görürseniz bilin ki wörtpiresin işi. Lütfen bizi haberdar edin.

Yardım!

Eğer blogun içeriğine ve blog kullanımına yabancıysanız öncelikle bu yazıyı okumanızı tavsiye ederiz. :)

Sevgili okuyucu;

Blogumuzda yer alan tüm yazıların bütün hakları yazarlarına aittir. Blogda yer alan yazıların, resimlerin, fotoğrafların (anonim metalar hariç) izinsiz kaynak gösterilmeden tamamının ya da bir kısmının alıntı yapılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'na göre suçtur. © 20∞∞ İyi günler dileriz.:)

Yani kısacası: Yazdıklarımızın telif hakkı bize aittir. Dün aldık.

E-posta aboneleğini kullanarak, sitede olan her gelişmeden anında bilgilendirici e-postalar sayesinde haberdar olabilirsiniz. :)

Diğer 270 takipçiye katılın

İstiflik

  • Araştırma (4)
  • Bağ-bahçe işleri (28)
  • Bir diyeceğim var (54)
  • Bir Hadis (17)
  • Bir Şiir (24)
  • Bir şey yapmalı (7)
  • Bizden evvel söylenenler (6)
  • Denemelerimiz (71)
  • Dergi (1)
  • Duyuru (7)
  • Film (13)
    • Kısa film (1)
  • Gıda Terörüne Karşı (2)
  • Hobi (9)
    • DIY (1)
    • Etamin (7)
  • Kitap (26)
    • Anı (3)
    • Araştırma- İnceleme (1)
    • Deneme (2)
    • Din ve tasavvuf (2)
    • Doğu klasikleri (2)
    • Hikaye (2)
    • Roman (7)
    • Tarih (2)
    • Şiir (1)
  • Konferans (1)
  • Resim (3)
  • Sadece yazmak istedim :) (58)
  • Video (7)
  • Yazarken yaşamak istedim :) (8)
  • Yaşasın yemek yemek (3)
  • Yer- Mekan (1)
  • Şiir (3)
  • عثمانليجه (27)

Yazanlar

  • faesko
  • güvenilir süratliışık
  • tellidetay
  • zynph

Bağlantılar

  • Anlamak için
  • Buluşma vakitleri
  • Gıda Terörüne HAYIR!
  • Kainat kitabı
  • Kıble
  • Son Peygamber (sav)

Sandık

  • Haziran 2015 (2)
  • Nisan 2015 (1)
  • Mart 2015 (2)
  • Şubat 2015 (2)
  • Ocak 2015 (1)
  • Ekim 2014 (1)
  • Eylül 2014 (4)
  • Ağustos 2014 (1)
  • Temmuz 2014 (5)
  • Haziran 2014 (1)
  • Mayıs 2014 (2)
  • Nisan 2014 (1)
  • Mart 2014 (5)
  • Şubat 2014 (5)
  • Ocak 2014 (7)
  • Aralık 2013 (4)
  • Kasım 2013 (4)
  • Ekim 2013 (14)
  • Eylül 2013 (1)
  • Ağustos 2013 (10)
  • Haziran 2013 (3)
  • Mart 2013 (3)
  • Şubat 2013 (2)
  • Aralık 2012 (2)
  • Kasım 2012 (3)
  • Ekim 2012 (5)
  • Eylül 2012 (3)
  • Ağustos 2012 (20)
  • Temmuz 2012 (48)
  • Haziran 2012 (11)
  • Mayıs 2012 (10)
  • Nisan 2012 (18)
  • Mart 2012 (12)
  • Şubat 2012 (7)
  • Ocak 2012 (6)
  • Aralık 2011 (7)
  • Kasım 2011 (4)
  • Ekim 2011 (5)
  • Eylül 2011 (5)
  • Ağustos 2011 (1)
  • Temmuz 2011 (1)
  • Haziran 2011 (13)
  • Mayıs 2011 (8)
  • Nisan 2011 (6)
  • Mart 2011 (8)
  • Şubat 2011 (4)
  • Ocak 2011 (11)
  • Aralık 2010 (12)
  • Kasım 2010 (7)
  • Ekim 2010 (9)
  • Eylül 2010 (18)
  • Ağustos 2010 (10)
Reklamlar

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Vazgeç
loading Vazgeç
Yazı gönderilemedi - e-posta adreslerinizi kontrol edin!
E-posta kontrolü başarısız oldu, lütfen bir daha deneyin.
Üzgünüm, blogunuz yazıları e-posta ile paylaşamıyor.
%d blogcu bunu beğendi: